Uyan hadi kalk..
Aylardır kavuşmayı beklediğin şehrin kollarındasın. Git ve ona sarıl..
Gözyaşlarınla boğ bu şehri.. Ona aşkını söyle. Geldin bak, ulaştın..
Göz kamaştıran aşk dolu şehrin göbeğine giderken saçlarımı savurdum. Bedenim dimdik,
vücudum ilgiye aç ve çekici görünme arzusu bütün benliğimi sarmıştı. Benim,
bendim oradaki. Yılların getirdiği birikimle kendimi atıvermiştim kollarına.
Tıpkı kör kütük âşık bir kadının, gözünü kapatıp sevdiği adamın kollarına
aptalca atlaması gibi. Saatler geçiyor, şehrin meydanı beni ele geçiriyor.
Sokaklarda caddelerde kayboluyorum. Kaybolmayı seviyorum. Sevişmek gibi,
nereden geldiğini bilmediğin bir duygu ele geçiriyor seni önce bacakların
titriyor sonra bir ateş karnından yukarı çıkıp göğüslerinden yukarı seni
sarsıyor, başın dönüyor. Haz, korku, tutku ve ter... Her şey bir arada.. Gözler
üzerimde, gülümseyen bakışlar, tuhaf bakışlar. Ben mi korkuyor ama hala inatla
yürüyorum. Güçlüyüm, gücümü hissediyorum. Konuştukları dili bilmiyorum onlar da
benim dilimi bilmiyorlar. Süzülmeyi seviyorum, bakışları üzerime çekmeyi
seviyorum. Güçlü yanımın altında sakladığım ürkek bakışlarımı sezen erkeklerin
gözlerinden kaçıyorum. Başım yukarıda, meydan okur gibiyim… Senin aşkın,
karmaşan benden büyük müdür söyle diyorum 14 yaşından beri aşık olduğum şehre..
Söylesene bana neler yapacaksın diyorum, hazırım diye haykırmak istiyorum...
Saatlerce izledim o şehri, yürüdüm, yürüdükçe düşündüm. Sessizliği sevdim, hiç
kimsenin konuşmasını anlayamamayı sevdim... Daha başka neleri sevip nelerden
nefret edeceğimi düşündüm, düşündüm ve yurdumun yani yeni evimin yoluna döndüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder