30 Kasım 2013 Cumartesi

Başlamak lazım bir yerden..

Bu lanet şehirden kurtuluyorsun dedikleri gün bana benden mutlusu yoktu, pasaportumda

vizem, cebimde param, elimde uçak biletim.. Kimse gibi tribe girmedim, yok onu bunu özlerim demedim. Hem neyi özleyeceğim, kimi özleyeceğim yeaa.. Bayılmıyorum kimselere..

Arkama bile bakmadan bastım gittim. 33 dereceden 12 dereceye.. Serinmiş oralar meğersem.. İndim uçaktan doğru otobüse hedefimin olduğu yere.. Aşkın, gece hayatının başkentine.. (Tamam amk, seksin de başkenti orası)

Vardım oraya, acımdan ölüyorum havaalanında baktım Mc Donald's'a yuh amk dedim. Benim memlekette sülale doyar bu paraya.. Ben de heveslenmişim baya bi, mal turistim işte otu boku çekiyorum.. Süpermarketin biri Welcome to xxxxxx yazdırmış reklam olsun diye, eyvallah dedim çekeyim bi hani velkamlı bir şey var ortada, anısı olsun blog neyin yaparsam diye.. Ordan bi Türkçe amca sesi "görgüsüze bak xxx marketi çekiyor".. Bi bitmediniz amk dedim, burda da buldunuz ya beni dedim pes.!.

Bi iki saat beleş havaalanı wifisinden takıldıktan sonra bindim otobüse, azıcık yol çekip, hayatıma yeniden başladığım, yeniden doğduğum şehre geldim. İndim otobüsten beni karşılayacak olan partner arkadaş da gelmiş sağ olsun..

Eee dedim benim mekana nereden gidiliyor.. Dedi ki otobüs normalde ordan geçer ama ben şoförle konuştum(?!) bu duraktan geçecekmiş. Şaşırdım bi otobüs bu ok, bizim memlekette güzergah için otobüs şoförü ile pek konuşulmuyor zira.. Neyse bekledik bekledik geldi otobüs.. Ama bizim olduğumuz durakta durmadı tabi ki, normal yoluna bastı gitti. Ya bizim "malkafa" yanlış anlamış ya da şoför sağlam taşşak geçmiş de olan bana oldu. Evet açım, evet 33 derece sıcaklıktaki bir şehirden geldim, adamakıllı kıyafetlerim hep valizde..

Sonra elimdeki ve sırtımdaki eşek yükü valizlerle koşmaya başladım ben haliyle, o it ne yardım ediyor ne koşuyor. O orada 3 dakika bekleyecek diyor. Lan göt herif neyi beklicek sabahın 1'i saat. Evet ve ben hala açım. Kaçırdık otobüsü.. Eee sonraki ne zaman geçer dedim 1.5 saat sonra dedi ve onun üstüne yağmur başladı. Hava hala soğuk, açım, üşüyorum ve yağıyor üstüme üstümeee :/

Malkafaya dedim ki, açım ben Mc Donald's var karşıda gidelim mi yemek yemeye ama orada euro geçmez dedi, ama istersen sana makineden şeker ya da çikolata alabilirim. (Geçiyormuş aslında mk)

Ulan oğlum ben Türk'üm aç oldum mu yemek lazım bana yemeeeeek! O gün de kahvaltıda zorla 3 poaça yemişim, uçaktaki iğrenç sandviç tabi ki doyurmadı. Ve öyle bir yemek yemek isterim ki öküz gibi abanıcam böyle ki, midem dolsun kafam çalışsın. Milletçe bizim beyin hücrelerinin çalışma disiplini diğer milletlere göre daha çok bağlı sanırsam yemek yemeye.

Bekleyiş var tabi amk, kıçım donuyor. Otobüs gelmiyor. Karnım aç, titriyorum, yağmur var. Yalnızım amk, gerizekalının biri var üstelik. Mallık etmeyip alsaydım yanıma haritavari bişeyler çözerdim bu durumu :/ Adam yer yön konusunda bildiğin bana muhtaç. Neyse ki geldi de o 1.5 saatten sonra donmaktan kurtuldum. Bindim otobüs'e tın tın gidiyorum. Başka bi yere geldik, iniyoruz otobüs değiştiricez dedi saat gece 3 mü ne!? Otobüs değişimi yaptığımız yer de böyle milletin clubdan çıkıp eve karı kız atmaya götürdüğü, ya da sarhoş olup sağa sola kustuğu saldırdığı bi yer gibi böyle.

Geçtik diğer otobüse, arkamdaki çift çat çat yiyişmeye başladı, kafamı çevirdim en az beş çift daha. Bi garipsedim haliyle, "Nereye geldik lan biz" oldum. Az ötemdeki hatun daldırmış fermuar gözünden oğlanın pantolonuna elini tombala çekiyor lan bildiğin. Yanımdaki mal elemanda tık yok.

Bi 45 dk. daha yol gittikten sonra vardık ulaşacağım son noktaya, odama giderken bir kız çıktı. Aynı incredibles çizgifilmindeki kıza benziyordu ama kıvırcık saçlısı. Meymenetsiz suratla benim odama gelmiyorsun değil mi dedi? Ben de eğer 42 numaralı odada kalmıyorsan hayır gelmiyorum dedim. Meymenetsiz suratında güller açtı, iyi dedi gitti yattı. Sonradan öğrendim meğersem kendi ülkesinden sevgilisi geliyormuş da arada düdüklemek için ondan oda boş olsun istiyorumuş.

Girdim tozlu odaya, kurdum yatağımı yattım kafayı vurup. Açlıktan biraz zor uyudum ama yorgunluk binince üstüne kafamı kaldıramadım işte.

28 Kasım 2013 Perşembe

Geri Dönüş..

Çok fazla şey vardı yazacak ama yazamadım.. Hayatım mı dolu kafam mı karışıktı bilemedim. Öyle kaldı işte.. Dopdolu bir yıl vardı. Komple anlatmak istedim. Şimdi mi döndüm evime, yurduma, yaşıyorum yaşlanıyorum.. Hızlı yaşadım, çabuk geçti amma güzel geçti..